Namazı bitirdikten sonra "Allahumme ente's- selam ve minke's- selam teberakte ya ze'l celal-i ve'l ikram" diyerek namazın kabul olub Allahın kabul buyurması için dua edildiğinden bunun sonucunda el içlerinin yüze sürülmesinde sakınca yoktur mustehabtır düşüncesindeyim. Buna delil olarak aşağıya şunları aktaracağım :

3866 - İbn-i Abbas (radıyallahu anhuma) anlatıyor:
"Rasulullah (s.a.v.) buyurdular ki: "Allah'a dua edince avuçlarının içini açarak dua et, ellerinin sırtlarıyla dua etme. Duayı bitirince avuçlarını yüzüne sür."
(İbn Mace, Dua, 13, C. 10, S. 61)


Aişe (radıyallahu anhâ) anlatıyor:
"Peygamber (s.a.v.) yatağına girdiği zaman, ellerine üfleyip Muavvizateyn'i (felak ve nas sureleri) ve kulhu vellahu ehad'i okur ellerini yüzüne ve vücuduna sürer ve bunu 3 kere tekrar ederdi. Hastalandığı zaman aynı şeyi kendisine yapmamı emrederdi".

(Buharî, Fedâilu'l-Kur'ân 14, Tıbb 39, Da'avât 12; Muslim, Selâm 50, (2192); Tirmizî, Da'avât 21, (3399); Ebu Dâvud, Tıbb 19; Ahmed b.Hanbel.Vl-l 16, 154)

Hadisin zahirinden, fahr-i kâinat efendimizin yatağına yatacağı zaman önce ellerini bitiştirdiği sonra onlara üfürdüğü, sonra onların içine İhlâs surasiyle Muavvizeteyn suralerini okuyup ellerini başına, yüzüne ve vücudunun ön tarafında bulunan kısmına sürmekle işe başlayıp, Ön tarafına meshetmeyi bitirdikten sonra vücudunun arka tarafına geçtiği ve bunu üç defa tekrarladığı anlaşılmaktadır.
Munzirî'nin Şerhu'I-Mesâbîh isimli eserindeki açıklamasına göre "ellere okumadan önce üfürmenin hiçbir anlamı yoktur. Doğru olan önce ellere okumak daha sonra da ellere üfürmektir. Bu sayede Kur'an'ın bereketi ellere daha da fazla erişmiş olur. Esasen üfürmenin okumadan önce olması gerektiğini söyleyen bir ilim adamı da görülmemiştir. Bu bakımdan bu hadis-i şerifte üfürmenin okumadan önce olduğundan bahsedilmesi râvilerden birine ait bir yanlışlıktan kaynaklanmış olsa gerektir."
Tîbî'ye göre ise "hadis-i şerifte ifade edilen sıra doğrudur. Esasen rivayeti doğru olan bir raviye hiçbir sebeb yokken itiraz etmek doğru değildir. Binaenaleyh Peygamber ellerine önce üfürmüş sonra da okumuştur. Belki de bunu sihirbazlara muhalefet etmek için yapmıştır. Çünkü sihirbazlar kendilerine göve önce bir çok put ismi ve kelimeler okurlar, sonra üfürürler." (Aynî, Umdetu'l Kari, XX,35; Şerkavi, Fethu'l Mubdî, IV.120)


Duâ Ederken Ellerin Kaldırılması Gerekir mi?

Ömer b. Hattâb (r.anh)’den rivâyet edildiğine göre, şöyle demiştir:
Rasûlullah (s.a.v.), duâda ellerini kaldırdığı zaman onları yüzüne sürmedikçe indirmezdi.” Muhammed b. Musenna kendi rivâyetinde: Onları yüzüne sürmedikçe indirmezdi demektedir.

(Tirmizî, Da’avât, Bab 11, Hadis no : 3386)

ž Tirmizî: Bu hadis sahih garibtir. Sadece Hammad b. İsa’nın rivâyetiyle bilmekteyiz. Bu hadisi tek başına rivâyet etmiştir. Bu kimsenin hadis rivâyeti azdır. Bazı kimseler ondan hadis rivâyet etmişlerdir. Hanzale b. ebî Sufyân güvenilir bir kimse olduğunu söylemiştir.

Hadis alimlerinden İbn Hacer el-Askalânî, Buluğu’l-Merâm adlı kitabında, Ebû Dâvûd ve diğer bazı hadis kitaplarında Abdullah İbn Abbas’tan buna benzer başka bir hadisin de nakledildiğini, bu hadisler birlikte değerlendirildiğinde bunun hasen bir hadis olduğunu ifade etmektedir. (İbn Hacer el-Askalânî, Buluğu’l-Merâm, Bâbu’z-Zikr ve’d-Duâ, 1582-1583 numaralı hadisler)

Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
'' Allah (cc)' tan dilediğiniz vakit avuçlarınızın içi ile dua edin isteyin... Duayı bitirince de avuçlarınızla yüzünüze sürün ''
(Ebu Davud, Tirmizi, ibni Mace, ibni Hibban ve Hakim)


Bu tür hadisler ve rivayetler neticesinde bazı alimler şöyle demişlerdir:

"Allahu Teâlâ, dua edeni hiçbir zaman boş çevirmeyip, kendisi için kalkan ele bir rahmet ulaştırdığına göre, ondaki rahmetin en şerefli ve tekrime en layık organ olan yüze sirâyet ettirilmesi munasibtir."

Duânın sonunda elin yüze çalınması teberruk içindir. Yani, dua ile ellere inmiş olan rahmet eserleri, sürmek suretiyle yüze ulaştırılmış olur. (Kutub-i Sitte - Prof. Dr. İbrahim Canan)

Duadan sonra ellerin yüze sürülüp sürülemeyeceği konusunda farklı görüşler olmakla beraber, Kadı Ebu Tayyib, Ebu Muhammed el-Cuvaynî, İbn Sabbağ, el-Mutevellî, Şeyh Nasr ve Gazalî bunun mustahab olduğu görüşündeler. (krş. Nevevî, El-Mecmu’da, 3/501)

İbn Hacer, Buluğu'l Meram'da (1553-1554): "Rivayet yollarının bir araya gelmesi ile hasen olur" buyurmuştur.


119 - Dua Ederken Ellerini Kaldıran Ve (Sonunda) Ellerini Yüzüne Sürenin Babı

1181) (Abdullah) bin Abbâs (Radıyallâhu anhumâ)dan rivayet edildiğine göre Rasûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir :

"Allah'a (c.c.) duâ ettiğinde avuç içlerini yukarıya kaldırarak duâ et. Avuçlarının dışlarını kaldırarak duâ etme. Duayı bitirdiğinde de ellerini yüzüne sür."
Râvi Sâllh bin Hassân'ın zayıflığı dolayısıyla isnadının zayıflığı Zevâid'de belirtilmiştir. (Sunen-i İbni Mace Tercemesi ve Şerhi, Kahraman Yayınları: 3/541)
(Sunen-i İbn Mace, 119, Hadis no: 1181, C. 1, S: 368 ; İbn Mace, Dua, 13, C. 10, S. 60; Sunen-i Nesai, Kıyam-ul Leyl: 52)


İzahı

Zevâid yazarı bunu zevâid türünden saymış ise de bu türden değildir. Çünkü Ebû Dâvûd bunu 'Duâ' babında rivayet etmiştir. Lafızları farklı olmakla beraber mânâları aynidir. Ebû Davud'un rivayeti şöyledir:

= -Duvarları (süslemek üzere kumaşlar, halılar ve benzerleri ile) örtmeyiniz. (Din) kardeşinin kitabına izin almadan bakan kimse cehennem ateşine bakmış (buna mustahak olmuş) olur. Avuçlarınızın içleri (ni havaya kaldırmak) ile Allah'a dua ediniz. Avuçlarınızın dışları ile Allah'a dua etmeyiniz. Duanıza son verdiğiniz zaman avuçlarınızın içlerini yüzlerinize sürünüz.-

Hadis, dua edilirken avuçların içlerini semâya doğru açmanın, elleri havaya kaldırmanın meşruluğuna ve dua ederken avuçların içi yere dönük olacak şekilde elleri havaya kaldırmanın yasaklığına delâlet eder. Bunun hikmeti, avuç açmanın Allah'a muhtaçlığın, tevâzuun ve dilemenin bir ifâdesi oluşudur. Ellerin tersini havaya kaldırmak ise, dilenen şeye rağbet etmemek ve buna önem vermemek anlamını ifâde eder.

Hadisin zahirine göre, hayırlı bir şeyin istenmesi veya bir şerrin defedilmesi için duâ edilirken avuçların içini havaya doğru açmak meşrudur. Tıybî böyle demiştir.

İbn-i Hacer ise hadîsteki emri, bir hayırlı şeyin verilmesi yolunda yapılacak duaya hamlederek şöyle demiştir:
Çünkü bir şeyi kazanmak için istekte bulunan kimseye uygun olanı, baş vurduğu zâta doğru elini açması ve gönül alçaklığı ile ellerini, uzatıp bol ihsanla doldurulmasına çalışmasıdır. Kişi bir şerrin defi için duâ edeceği zaman ellerinin tersini semâya doğru kaldırması ve avuçlarının içini yere çevirmesi sünnettir. Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) böyle yapmıştır.


Bunun hikmeti bir şeyin verilmesi dilenirken bunun alınmasının umulduğunu avuç açmakla belirtmektir. Bir şerrin defi için elin ters çevirilmesi, o şerrin kovulmakta olduğunun umulduğunu ifâde eder.
Duâ bitince etlerin yüze sürülmesinin hikmeti de şudur:
Duâ edilirken, rahmeti ilâhi ellerin üzerine iner. Bu rahmet en şerefli uzuv olan yüze de ulaşsın diye eller, yüze sürülür.


Hadîslerin Arasını Bulmak

Bu hadis, duâ edilirken avuçların içi semâya bakacak tarzda elleri havaya kaldırmanın meşruluğuna delâlet eder.
Bundan önceki babta geçen Enes (Radıyallâhu anh)'in hadîsinin zahirine göre yağmur duası hâriç Peygamber (Sallallahu Aleyhi Ve Sellem) duâ ederken ellerini havaya kaldırmazdı.
Duâ ederken Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) 'in ellerini havaya kaldırdığı bir çok hadîsle sabittir. Bu hadîslerle Enes (Radıyallâhu anh)'in hadisi arasında görülen zahiri çelişkinin bertaraf edilmesi yolunda el-Menhel yazarı şu yorumu beyan eder:


Enes (Radıyallâhu anh)'ın gayesi Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in yağmur duasında ellerini havaya çok kaldırdığını, diğer dualarda bu kadar kaldırmadığını ve normal bir şekilde kaldırdığını ifâde etmektir.

Veyahut Enes (Radıyallâhu anh)'ın gayesi yağmur duâsındaki ellerin kaldırılışı diğer zamanlardaki kaldırılışından tamamen farklıdır. Yâni yağmur duasında ellerin tersi semâya doğru ve avuçların içi yere doğru tutulurdu. Bu tür kaldırış yağmur duasından başka dualarda olmazdı. Çünkü diğer dualarda avuçların içi semâya doğru tutulurdu.

Bu hadisin zahirine göre kişi ister bir hayırlı şeyi isterken, ister bir şerrin defini taleb ederken ellerin iç kısmını semâya doğru açacaktır. Tiybi'de hadisi böyle yorumlamıştır. Fakat el - Hâfız, bu hadîsi hayırlı bir iş için duâ etme hâline yorumlamış ve bir şerrin defi için duâ edilirken elin ters yüzünün havaya kaldırılacağını ve böyle yapmanın sünnet olduğunu, çünkü Rasûl-u Ekram (Aleyhi's-salâtu ve's-selâm)'in böyle yaptığını söylemiştir. Bu hadiste duâ bitince ellerin yüze sürülmesi emredilmiştir. Çünkü duâ edilirken rahmet, Allah'a açılan ellerin üzerine iner. Bu itibarla eller yüze sürülünce rahmet yüze de ulaşır.


Hadîslerin arasını bulmanın imkânsızlığı faraza düşünülecek olursa Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in duâ ederken ellerini kaldırdığına dâir hadisler, kaldırmadığına dâir hadislere tercih edilir. Çünkü musbit (bir olayın olduğunu beyan eden) hadisler, nâfi (o olayın olmadığını açıklayan) hadislere tercih edilir.

Hadisin Fıkıh Yönü

1. Duâ ederken elleri havaya kaldırmak meşrudur..

2. Avuçların içini semâya doğru tutmak meşrudur. Avuç içini yere doğru çevirmek yasaktır.

3. Duanın bitiminde elleri yüze sürmek meşrudur.