Cihada giderken, müslüman olan anne babanın izni olmalı mı?

Cihada giderken, müslüman olan anne babanın izni olmalı mı?

Evet, eğer mevcut asker yetiyorsa ve müslümanlar için kesin bir tehlike yoksa izin almalıdır.

İslam hukukuna göre cihad duruma göre farz-ı ayın/eli silah tutan herkesin katılması gereken ve farz-ı kifaye/sadece belli kişilerin katılmasının yeterli olduğu şekilde iki kısma ayrılır.

Düşman tarafından işgal edilmiş ve saldırıya uğramış bir ülkenin insanlarının üzerinde cihad farz-ı ayındır. Bu cihadı yapan ise devlettir. Bu sebeple bu durumda devlet, ihtiyacı olduğu insanları askere/cihada çağırdığı zaman anne-babanın izni olmaksızın bu kişilerin devletin emrini yerine getirip cihada çıkmaları gerekir.

Şayet böyle acil bir durum yoksa, cihad farz-ı kifaye konumunda ise, bu durumda herkesin cihada katılması şart değildir ve bu cihada katılmak için anne-babanın izni de şarttır.

Nitekim;

Hz. Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) kendisiyle cihada çıkmak isteyen bir gence, “Annen baban hayatta mı?” diye sormuş. Evet, cevabını alınca da “Senin cihadın onlarla bulunmandır.” [Buharî, Edeb, 9] buyurmuştur.

Başka bir rivayete göre, bir adam Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'a gelerek: “Hicret etmek üzere seninle antlaşmaya geldim. Annemi ve babamı da (arkamda) ağlıyor olarak bıraktım” dedi. (Hz. Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem): ''Geri dön onları ağlattığın gibi güldür." buyurdu. [Nesâî, bey'ât 10; İbn Mâce, Cihâd 13; Ahmed bin Hanbel, 2/160, 194, 198, 204]

Ebu Said el-Hudrî'den rivayet olunduğuna göre bir adam (cihada katılmak için) Yemen'den Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'ın yanına hicret etmiş, Rasûl-i zişan efendimiz de ona: "Yemen'de herhangi bir kimsen var mı?" diye sormuş. (Adam); Annemle babam var, cevabını vermiş. (Fahr-i kâinat efendimiz): "(Buraya gelmen için) Sana izin verdiler mi?" diye (ikinci bir soru daha) sormuş (O zat tekrar): Hayır diye cevap vermiş. (Bunun üzerine efendimiz):

"Dön onlardan izin iste, eğer izin verirlerse cihada katıl, yoksa onlara hizmet et." buyurmuştur. [Hakim, el-Müstedrek, 2/103; Beyhâkî, es-Sünenu'l-kübrâ, 9/29]

Muaviye ibn Câhime’dir. Anlattığına göre, İbn Câhime bir gün Hz. Peygamber’e (sallallahu aleyhi ve sellem) geldi ve: “Ey Allah’ın Resulü, ben gazveye (cihad) katılmak istiyorum, bu konuda sizinle istişare etmeye geldim” dedi. Resûlullah (sas): “Annen var mı? (hayatta mı?)” diye sordu. “Evet” deyince, “Öyleyse ondan ayrılma, zira cennet onun ayağının altındadır” buyurdu. [Nesâî, Cihâd, 25; İbn Mâce, Cihâd, 24; Ahmed bin Hanbel, el-Müsned, 299]

“Biz insana, ana-babasına iyilik etmesini tavsiye ettik. Annesi onu zahmetle taşıdı ve zahmetle doğurdu. Taşınması ile sütten kesilmesi, otuz ay sürer. Nihayet insan, güçlü çağına erip kırk yaşına varınca der ki: Rabbim! Bana ve ana-babama verdiğin nimete şükretmemi ve razı olacağın yararlı iş yapmamı temin et. Benim için de zürriyetim için de iyiliği devam ettir. Ben sana döndüm. Ve elbette ki ben müslümanlardanım.” (Ahkâf, 15)

Rabbin kesin olarak şunları emretti: "O'ndan başkasına ibadet etmeyin; ana-babaya iyilik edin; onlardan biri veya her ikisi senin yanında yaşlılık çağına ulaşırsa sakın onlara "öf!" deme ve onları azarlama; ikisine de tatlı söz söyle.
İkisine de merhametten döşenerek kanat indir ve de ki: "Rabbim! ikisine de merhamet buyur, beni küçükken terbiye edip yetiştirdikteri gibi!" (Isra, 23-24)

Gerçi insana anasına, babasına (itaat etmeyi) de tavsiye ettik. Anası onu zayıflık üstüne zayıflıkla taşıdı. (Onun) sütten ayrılması da iki yıl içindedir. Bana ve anana-babana şükret diye de (tavsiye ettik). Dönüş ancak Banadır. (Lokman, 14)

Ahlus Sunnah wal Jamah

Imam Tajuddin as-Subki sagte, das die Ahlus Sunnah aus diesen vier Gruppen besteht: 

  1. Die Kalâm Gelehrten der Ahlus Sunnah, dazu gehören die Mâturîdiyya wie auch die Ashâriyya.
  2. Die Rechtsgelehrten (Fuqaha).
  3. Die gemäßigten unter der Ahlu'l Hadith.
  4. Die gemäßigten unter der Ahlu Tasawwuf.“

[Sharh al-'Aqidatu'l Ibn Al-Hajib]

Hasan al-Basrī (ra) sagte:

"Derjenige, der kein Adab (Anstand) hat, der hat kein Ilm (Wissen). Und derjenige, der keine Sabr (Geduld) hat, hat keine (Nähe zur) Din (Religion). Und derjenige, der kein Iffat (Keuschheit) hat, der hat keine (Nähe zu) Allāh."

 

[İbn Hajar al-'Asqalānī; Munabbihāt; Seite 5]

„Erkläre deinen Jihad den 12 unsichtbaren Gegnern:

 

- Dem Egoismus,
- der Arroganz,
- der Eingebildetheit,
- der Selbstsüchtigkeit,
- der Gier,
- der Wollust,
- der Intoleranz,
- der Wut,
- dem Lügen,
- dem betrügen,
- dem lästern
- dem verleumden.

 

Wenn du diese Gegner in den Griff bekommst und zerstören kannst, bist du bereit die Gegner zu bekämpfen die du auch siehst.“

 

[Hujjat'ul Islam Imam al-Ghazali]

♥As-Salatu wassalamu alayka ya Rasul´allah♥
♥As-Salatu wassalamu alayka ya Habib´allah♥

♥As-Salatu wassalamu alayka ya Nûr´Arshillah!♥

♥As-Salatu wassalamu alayka ya Khayra´Halgillah♥
♥As-Salatu wassalamu alayka ya Sayyid al-Awwalin wal Akhirin

♥Sprich nie ein hartes Wort, womit du jemanden kränkst, du triffst vielleicht sein Herz viel tiefer als du denkst.

♥ ”Ein Leben ohne das Gebet ist wie ein Fahrzeug ohne Lenkrad, man kommt voran aber nicht ans Ziel.”

♥As-Salatu Khayrun min Al-Naum
(Das Gebet ist besser als der Schlaf)

♥Die Schönheit Des Herzen — Durch Furcht Vor Allah.
♥Die Schönheit Der Zunge — Durch Allah’s Gedenken.
♥Die Schönheit Des Redens — Durch Die Ehrlichkeit.
♥Die Schönheit Des Verstands — Durch Wissen.
♥Die Schönheit Des Lebens — Durch Den Islam.

 "O meine Diener, die ihr euch gegen eure eigenen Seelen vergangen habt, verzweifelt nicht an Allahs Barmherzigkeit; denn Allah vergibt alle Sünden; Er ist der Allverzeihende, der Barmherzige."

[Quran Sure
39:53]

Cihan Devleti

Ad-Dawlat al-ʻĀlī al-ʻUthmānī

Mein YouTube Kanal
Mein YouTube Kanal

Bismillahirrahmanirrahim

[Im Namen Allahs, des Erbarmers, des Barmherzigen]

 

“Ihr werdet Rechtschaffenheit und Frömmigkeit nicht erreichen, bis dass ihr von dem, das ihr liebt, (auf dem Wege Allahs) spendet. Und was ihr auch spendet (auf Seinem Wege), Allah wird es wissen.”

 

[Sure “Al Imran”, Vers 92]

 

“Wenn der Mensch stirbt, wird auch sein Tatenbuch geschlossen. Drei Gruppen sind hiervon ausgeschlossen: 1. Wer eine fortwährende Spende verrichtet hat. 2. Wer der Gemeinde nützliches Wissen hinterlässt (Studenten/Werke). 3. Wer gut erzogene Kinder hinterlässt, die für sein Wohl beten.” 

 

[Muslim, Wasiya, 14.]